Puglia : İtalya’nın Gözde Tatil Bölgesinde Yeniden
İtalya’nın çizme şeklindeki haritasının topuğunda bulunan Puglia bölgesine, 2016 yılında gerçekleştirdiğim ilk seyahatimden sonra, bir gün tekrar gelmeyi ve Puglia’da bu sefer daha az koşturmalı, güzel kumsallarının tadını çıkarmalı bir tatil yapmayı kafama koymuştum. 2020 yılının temmuz ayında, üstelik pandemi esnasında deniz tatili için Puglia’ya gittik. Napoli’den arabayla çıktığımız yolda, gidiş ve dönüşte daha önce keşfetmediğimiz küçük kasabalara gittik. Kalan günlerde ise Otranto’da konaklayarak denize ve deniz mahsullerine doyduk. İşte yeni keşiflerle Puglia gezi rehberi!
Neden Puglia?
Puglia’nın sakinliğini, denizinin ve kumsallarının temizliğini, her yerdeki kaktüslerini, bana anın tadını çıkarmanın güzelliğinden fazlasını vadetmeyen irili ufaklı kasaba ve şehirlerini, birbirinden taze deniz mahsullerini ve beyaz şaraplarını seviyorum. İtalya’da deniz tatili için doğru adres bana kalırsa.
Puglia, İtalya’nın diğer tatil bölgelerine kıyasla daha az yabancı turist alıyor. Bu sebeple kalabalık olmuyor ve fiyatlar daha makul seviyede. Zincir oteller ve tatil köylerinden ziyade, ev hissi veren butik oteller ve ev kiralama seçenekleri ile huzurlu ve dingin bir tatil ortamı yaratıyor.
Puglia’da Konaklama
4 gece boyunca Otranto sahiline çok yakın bir Airbnb’de kaldık. 2 odasında 4 yatağı olan, mutfağı tam teşekküllü bu evi çok sevdik. Üstelik balkonundan deniz de gözüküyordu. Otoparkı olan tatlı bir site içindeydi evimiz. Toplamda 560 euro ödedik.
Puglia’da Gezilecek Yerler
- Polignano a Mare
İkonik İtalya fotoğraflarından birine ev sahipliği yapan küçük kasaba Polignano a Mare, Adriyatik kıyısında ilk durağımız oldu. Merkeze 5 dakika yürüme mesafesinde arabayı park edip, meşhur koya doğru yol aldık. Deniz muhteşem gözükmesine rağmen, plaj çok küçük olduğu için pandemide risk alıp kalabalığa karışmak istemedik. Çeşitli noktalardan fotoğraflamakla yetindik bu güzel koyu.
Polignano a Mare’nin küçük tarihi merkezinde, taş evler ve kaktüsler arasında turladıktan sonra merkezde bulunan Maria Campanella il Super Mago del Gelo’dan mekanın kendi tarifi soğuk bir kahve aldım. Biraz krema, likör ve limonla yapılan bu ekşimtrak lezzet hoşuma gitti.
Unutmadan, çok sevdiğim ‘Volare’ şarkısı da Polignano a Mare için yazılmış!
- Ostuni (La Citta Bianca)
İtalya’nın güneyine doğru kilometreler kat ederken, beyaz şehir Ostuni’yi güzergahımıza eklememek olmazdı. Denize nazır bir tepeye kurulmuş bu küçük kasabanın Arnavut kaldırımlı ve bol yokuşlu sokaklarında dolaşmak çok keyifliydi. Hangi sokağa sapsam bir diğerinde aklım kalıyor, her yeri fotoğraflamak istiyordum.
Merkezdeki Piazza della Liberta’daki Osteria Ostuni Bistrot’ta bir mola verip yemek yedik. Tercihimiz domatesli makarnadan yana oldu, masaya ikram olarak gelen yeşil zeytinler çok farklı ve lezzetliydi.
- Otranto
İlk ziyaretimizde tadı damağımızda kalınca, bu sefer Otranto’yu merkez belirledik. Otranto, zamanında Osmanlı kuşatmalarına maruz kalmış ve zaman zaman Otranto’da Türk izleri görmek mümkün. Surlardan şehrin eski merkezine girince Aragonese Kalesi ve Otranto Katedrali kaçırılmaması gereken iki yer. İrili ufaklı mağazalara girip çıkmak, küçük hediyelikler almak, durup bir dondurma almak, bolca fotoğraf… İdeal yaz akşamı diye buna derim. 🙂
Otranto merkezinde hem halk plajı hem de özel plajlar var. Deniz tertemiz ve berrak, girişinde kumsal taşlık sadece. Biz bir gün Lido Camillo’da, bir gün ise Lido Miramare’de denize girdik. Tesis olarak Lido Miramare’den daha memnun kaldığımı söyleyebilirim, deniz zaten her yerde güzel. 2 şezlong 1 şemsiye fiyatı temmuz ayında 30 euroydu.
Otranto’da konakladığımız için sabah yürüyüşlerimi de tatlı sokaklarında yaptım. Şehrin en güzel hali sokakta kimseler yokken ve gündüz gözüyle bana kalırsa. Mahalledeki kahvecinin günün ilk espressosunu sana yapması, fırından gelen kruvasan kokuları… Hayattaki küçük mutluluklar.
Otranto’da bir sabah, saat 7’de sandalyemi alıp evden çıktım ve denize girmeye gittim. Yüzümü denizde yıkamak, tüm plajlara tepeden bakan bir kayalığın üstünde günün ilk saatlerinin tadını çıkarmak tatilin en unutulmaz anlarındandı.
Detaylı Otranto gezi ve yeme içme rehberi ise çok yakında!
- Baia dei Turchi & Torre dell’Orso
Otranto’ya 7 kilometre uzaklıkta bulunan Baia dei Turchi, bu tatilin en merak ettiğim destinasyonuydu. Plaja orman içinden geçerek ulaşılıyor. Arabamızı park başlangıcında kapıya park ettik. Sırtımıza sandalyelerimizi aldık ve bir ring servisiyle parkın belirli bir noktasına kadar gittik. Sonrasında orman içinde patika bir yoldan 20-25 dakika yürüyerek denize ulaştık. Her şey beklediğimden de güzeldi, yeryüzündeki cenneti buldum diyebilirim.
Sandalyeleri kumsala bıraktık ve saatlerde sudan çıkmadan denizin tadını çıkardık. Bana dei Turchi, ismini Osmanlı kuşatmalarından alıyor. Koy boyu özel plajlar olsa da, çoğunlukla sandalye ve şemsiyesini alan gelmiş ki bence böylesi daha güzel.
Baia dei Turchi’den gidesimiz hiç yoktu ama karnımız acıkmaya başlamıştı. Beslenme çantamızı arabada bıraktığımız için istemeyerek de olsa dönüşe geçtik. Günün geri kalanında deniz keyfine devam etmek için direksiyonu Torre dell’Orso’ya çevirdik. Nemli bikini, ıslak saç, denizin aşırı acıktırmasıyla evde hazırladığımız sandviçlerin dünyanın en lezzetlisi gelmesi, yüze vuran klima ve radyoda rastgele müzikler…
10 kilometre sonra Torre dell’Orso’daydık. Burası kilometrelerce plajı olan bir tatil beldesi. Önce tepeden güzel manzaranın tadını çıkardık, sonra sandalyelerimizle plaja inip denizin. Deniz tüm Puglia’da olduğu gibi burada da çok güzeldi.
- Locorotondo
Tatilin son günü Napoli’ye dönüş yolunda, Locorotondo’ya uğradık. İtalyanca’da ‘tondo’ yuvarlak, ‘locoro’ ise kasaba demek. İsmini yerleşiminin daire biçimde olmasında almış anlayacağınız. Tarihi merkezi gerçekten çok çok küçük, sadece 15 dakikada yürüdük tüm sokakları. Caffe della Villa’da ayaküstü bir espresso içtik, Il Pastini’den yerel bir beyaz şarap aldım. Locorotondo sokaklarının her biri kartpostal güzelliğindeydi.
Locorotondo, trulli evleri ile ünlü Alberobello’ya çok yakın. Biz daha önce gittiğimiz için bu sefer uğramadık Alberobello’ya, ama yol üstünde de irili ufaklı trulli evleri gördük.
- Monopoli
Puglia’da son durağımız Monopoli oldu. Monopoli, gezdiğimiz diğer yerlere nazaran daha büyük bir liman kenti. Ben ara sokaklarını da, liman kısmını da çok beğendim. Monopoli’de özellikle görmeniz gereken bir yer önermeyeceğim, kendinizi sokaklara bırakın. Sottocoperta’da oturup soğuk bir şeyler içtik ve atıştırdık.
2016 yılında gerçekleştirdiğim ilk Puglia seyahatimden notlarımı da okumayı unutmayın! Bir gün Puglia bölgesine giderseniz, bu rehberlerin faydalı olacağını umuyorum.
Bu sitede İtalya’nın yeri neden ayrı? Cevabı burada.
İtalya seyahatlerimden paylaştığım fotoğraflar için Instagram’da #elicetravelsitaly etiketini takip edebilirsiniz.