Bakü Gezi Rehberi : Beklentimin Çok Üstünde Bir Şehir
Her sene doğum günümün olduğu hafta farklı bir ülkeye bir hafta sonu kaçamağı ayarlıyorum. 2019 yılında da rotayı Azerbaycan’a çevirdim ve cuma akşam gidiş pazar akşam dönüşlü bir Bakü gezisi gerçekleştirdim. Eylül sonunda gittiğimiz Bakü’de hava ılımandı, bir ceket ve güneş gözlüğü ile hafta sonunu geçirdim ki bu benim ev sevdiğim havadır. Bakü, beklentimin çok üzerinde çıktı. Geniş bulvarları ve zarif mimarideki binaları ile Avrupa’da bir kentte gibi olsam da kültürün ve dilin etkisi ile Türkiye’de bir şehre gelmişim hissini pek aşamadım. Dolu dolu iki günün şehri gezmek için yeterli oluşu da izin kullanmadan gidip aklımda yapamadığım bir şey kalmayıp döndüğümden beni yeterince mutlu etti.
Buta Airways ile Uçuş Deneyimi
Biletimi Azerbaycan’ın yerli havayolu şirketi Buta Airways’ten 10 ay öncesinden gidiş dönüş 60 dolara aldım. “Budget” kategorisi olduğu için valiz hakkı 0PC, yani el bagajı hakkım dahi yoktu. Sadece kişisel çantaya ya da laptop çantasına izin veriyorlar. Uçağa binerken kapıda birçok insanı ellerindeki çanta büyük olduğu için kapıdan döndürdüler ve 60 dolar ödeyip gelmelerini söylediler. Özellikle erkeklerde sadece “manbag” denen küçük dikdörtgen el çantalarına izin var. Ben Quechua’nın en küçük boy sırt çantasını elinde tutarak geçtim, nedense sırt çantasına da takıntılılar. Bilette yazan boyutları mutlaka kontrol edin, kapıda tatsızlık yaşamak istemezsiniz!
Buta Airways’ın uçaklarının içi gerçekten otobüs görüntüsünde, sağlı sollu ikişer koltuk… Ancak bacak mesafesi gayet genişti, sandviç ve su ikram etmeleri de budget havayollarında görmeye alışkın olmadığımız bir jestti.
Sabiha Gökçen’den 00:40’ta bindiğimiz uçaktan Bakü Haydar Aliyev Havaalanı’na sabah 4’te indik. Gittiğimiz dönemde vize uygulaması kalkmış olduğundan hızlıca geçtik, şehre ulaşım başlayana kadar havaalanının rahat koltuklarında uyuduk.
Bakü’de Nerede Kalınır?
Şehrin kalbinin attığı Nizami Caddesi’ne oldukça yakın olan Sahil Hostel& Hotel’de kaldık. 1 gece konakladığımız hostelin temizliğinden ve hizmetlerinden gayet memnun kaldık. İki kişilik odaya toplamda 37 euro ödedik.
Bakü’de Nereleri Gezdik? / 1. Gün
Havaalanından ayrılınca ilk iş Haydar Aliyev Kültür Merkezi’ne gittik. Bakü’de alışılagelmiş Sovyet mimarisinden farklı, oldukça modern bir merkez burası. Şehrin en çok fotoğraflanan yerlerinden biri. Biz içine girmedik, dışının fotoğraflarını çekmeye de doyamadık.
Haydar Aliyev Kültür Merkezi’nden sonra otobüsle sahil kesimine geldik. Hazar Deniz’i kıyısında yürüyüş yaptık, burası Denizkenarı Bulvar olarak geçiyor. Bakü’ye neden rüzgar şehri dendiğini anladık, sahil boyunca gerçekten hep esiyordu.
Daha sonra biraz şehre karışmak adına Nizami Caddesi’ne doğru yola koyulduk. Yol boyu geçtiğimiz bulvarlar, gördüğümüz binalar ve insanlar bana şehri git gide sevdirdi. Gördüğüm her yazıyı, tabelayı heyecanla okuyor kimi zaman da gülmeme engel olamıyordum. Dillerimiz çok çok benzese de bazı kelimeleri çok farklı şekillerde kullanıyoruz ve ortaya komik söylemler çıkıyor. Örneğin otobüsten inmek için “düşebilir miyim?” demek gibi 🙂 Tanıdık markalar ve restoranların yanı sıra minik kafeler, tatlıcılar görüyor ve denemek için sabırsızlanıyordum.
Nizami Caddesi’nden eski şehre yani İçerişeher’e doğru gittik. Surlardan geçip şehrin tarihi bölgesini gezdik. Bana kalırsa buranın pek de bir numarası yoktu. Özellikle Kız Kalesi çok meşhur ancak bizim ilgimizi pek çekmedi. Çok yüksek bir yapı değil ama insanlar tepesine çıkıyorlar. Bize girişi pahalı geldiği için es geçtik.
İçerişeher’de biraz dolandık, bir mural fotoğrafladık, belediye tarafından hazırlanmış pişik yuvaları gördük. Günbatımı saatine doğru acıkmaya başlamıştık. Aslında denemek istediğimiz bir Rus restoranı olmasına rağmen çok ters kaldığı için kısa bir internet araştırması ile Beerbaşa’ya gitmeye karar verdik. Otobüse bineceğimiz yere biraz yürüdük, yürüdükçe şehri daha çok sevdim. Otobüs ile Flame Towers’ı arkamızda bırakarak şehrin üst kesimlerindeki Beerbaşa’da keyifli bir akşam geçirdik.
Bakü’de Nereleri Gezdik? / 2. Gün
İkinci ve son günümüzün sabahında kahvaltımızı United Coffee Beans’te yaptık ama bunun detayları Bakü yeme içme rehberinde! Enfes bir kahvaltıdan sonra yine sahilden yürüyerek Halı Müzesi’ne (Xalça Muzeyi) gittik. Müzenin dış mimarisi katlanan bir halı şeklinde. Hele arkasına Flame Towers’ı aldığı açıdan çekilen fotoğraflar ikonik. Müzenin içine girmedik.
Yürümeye devam ettik, sahilde büyük bir avm inşaa ediliyor; yine ilgi çekici bir dış mimarisi var. Rüzgar şehri Bakü’nün devasa dönme dolabını da gördükten sonra, funiküler ile Dağüstü Park’a çıktık.
Dağüstü Park, Bakü’de en sevdiğim yer oldu! O günkü hava durumunun da etkisi büyük. Gökyüzü masmavi ve berraktı, Hazar Denizi’nin üstüne güneş ışığı vuruyordu. Şehir çok düzenli ve güzel gözüktü gözüme. Bir süre oturup hiçbir şey yapmamanın tadını çıkardık burada. ❤
Havaalanına doğru yola çıkmadan önce tekrar Nizami Caddesi’ne döndük. Yine nerede yiyeceğimize karar veremedik ve normalde yapmadığım bir şeyi yapıp Hard Rock Cafe’ye gittik. Detaylar burada.
Bakü’de görmek istediğimiz her yeri görmüştük ve uçuşa kadar biraz daha vaktimiz vardı. Biz de havaalanı otobüsüne bineceğimiz yere kadar yürümeye karar verdik. Yol boyu mağazalara girip çıktık, geçmediğimiz sokaklardan geçtik.
Hava karardığında otobüse binmiştik. Haydar Aliyev Havaalanı’nın ek terminalinden kalkıyormuş Buta Airways uçakları. Bu terminal gerçekten çok küçüktü ve küçük bir Duty Free’den başka bir şey yoktu. Dönüşte valizi mutlaka kontuara göstermeniz gerekiyor. Online check-in yapıp direkt kapıya gidemiyorsunuz, pasaporttan döndürüyorlar. Çantama sıkıntı çıkarmadılar üstelik normalde ücretli olmasına rağmen biniş kartımın çıktısını verdiler, bana da kartpostal bulamadığım Bakü’den hatıra kaldı biniş kartım 🙂
2019 yılındaki doğum günü destinasyonum Bakü’de geçirdiğimiz hafta sonu böyleydi. Çok hızlı gezdiğimizden küçük bir pastanın üstüne mum koyacak vakit bile bulamadık 🙂 25 yaşımın son seyahati olduğundan Bakü bende ayrı bir yere sahip olacak, belki bir gün yine gelirim.