Jaipur : Hindistan'ın Pembe Şehrinde İki Gün

Hindistan’ın pembe şehri Jaipur, seyahatimin üçüncü durağıydı. Şehir bizi bol yağmurla karşıladı ve orada geçirdiğimiz süre boyunca peşimizi bırakmadı. Jaipur, gerçek Hindistan ile tanıştığım şehirdi. Kalabalık, gürültü, sokakların kirliliği, şehirde dolaşan maymunlar ve daha niceleri… Şehri dolaşabilmek için kendimle psikolojik bir savaş verdiğim Jaipur’da kimi zaman geçmişe yolculuk etmiş gibi hissettim kimi zaman ise pastel mimariden büyülendim. İşte Jaipur gezi rehberi!

Jaipur’a Ne Zaman Gidilmez?

Yılın geri kalanını bilmem ama Jaipur’a ağustos ayında gidilmez. Zira muson yağmurları Delhi ve Agra’da olmasa da Jaipur’da fena vurdu. Yanımda yağmurluk ve şemsiye vardı ama ayakkabı konusunda çok zor durumda kaldım, yağmurlu iki günü terlikle geçirdim. Siz siz olun Hindistan seyahatinizi ağustos ayına denk getirmeyin.

Jaipur’a Nasıl Gidilir?

Agra’da Tac Mahal’i gördüğümüz günün akşamında Delhi Havaalanından Indigo ile Jaipur’a uçtuk, biletleri 1 ay öncesinden kişi başı 32 euroya aldık. Bana kalırsa Hindistan içi seyahatin en kolay yolu uçak ama macera ararsanız ve vaktiniz de varsa tren neden olmasın?

Jaipur’da Konaklama

Biz Blue Beds Hostel’de özel odada kaldık. Turistik yerlere çok yakın değildi ama zaten hava sebebiyle her yere taksi ile gittik, yürümek hayal oldu. Hostelden güzel bir şehir haritası kaptım, internet sorunsuz çalışıyordu, son gün çıkış yaptıktan sonra valizlerimizi emanete bıraktık. Bu tarz imkanları da göz önünde bulundurunca Blue Beds Hostel’i tavsiye ediyorum.

Jaipur’da Ulaşım

Birbirine uzak mesafedeki yerleri ilk günümüzün planına koyup, yarım günlük Ola(850 rupi) kiraladık. Ola bizi her yere götürdü ve biz çıkana kadar bekledi. İkinci gün ise ya yürüdük ya da tuktuk ile seyahat ettik. Zaten Hindistan seyahatini en kolaylaştıran şeylerden biri ucuz olduğu için taksi ve uber kullanabilmek, toplu taşıma ile uğraşmamak.

Jaipur’da Gezilecek Yerler

Amer Fort

Zaman makinesine hoş geldiniz. Surların içinde geçirdiğim 2 saatte, bir an bile 2019 yılındaymış gibi hissetmedim. Etraf yemyeşildi ve civardaki irili ufaklı yerleşimler masallardaki kasabaları anımsatıyordu. Bizi yağmurla karşılayan Amer Fort, yağmurdan sonra açan güneşin altında sunduğu manzaralarla Hindistan’da unutamadığım yerlerden oldu. Giriş 500 rupi.

Panna Meena Ka Kund

Burası fotoğraf çekmeyi seven turistlerin uğrak noktası. Yapacak hiçbir şey olmamasına rağmen fotojenikliği ile size hatrı sayılır bir vakit harcattırıyor. Yazın su seviyesi düşük olduğundan simetrik merdivenleri rahatça fotoğraflayabildim, ancak sıcaktan ve sineklerin çokluğundan keyif alamadım…

Man Sagar Lake

Ortasındaki saray ile meşhur bir göl. Manzarayı izleyebileceğiniz güzel noktalar hayal etmeyin çünkü öyle bir yer yok. Biz Amer Fort’tan dönüşte yol üstünde uğradık, kalabalıktan zar zor birkaç fotoğraf çekip ayrıldık.

Jawahar Circle

Jaipur araştırması yaparken fotoğraflarını görüp vurulduğum yer. Her ne kadar merkeze uzak ve Amer Fort’a zıt yönde olsa da, günlük uber tuttuğumuzda buraya da gittik. Bir parkın girişi olan bu dev pembe kapı, ince detaylardaki mimarisiyle ve içerisindeki pastel duvarlarıyla Jaipur’da en sevdiğim yer oldu.

Hawa Mahal

Rüzgar sarayı anlamına gelen Hawa Mahal, Jaipur’un simgesi. 1799 yılında, sokağa çıkması yasak olan kraliyet kadınlarının sokaklardaki hayatı izlemesi için yaptırılmış. Arı kovanı şeklinde pencerelerin bulunduğu minik kapalı balkonlardan oluşan pespembe ön cephesi, kusursuzluğu ile kendini saatlerce izlettirdi bize. Biz sarayın içerisini ziyaret etmek yerine, onu panoramik görebileceğimiz Wind Cafe’ye gidip chai masala eşliğinde uzun uzun oturduk karşısında. Gerçi şimdi neden içine girmedim ki sarayın diyorum ama o gün hava ve Jaipur koşullarında pek de hevesli değildim buna.

İstanbul’da sokakta ne kadar kedi varsa, Jaipur’da sokakta o kadar maymun vardı. Hawa Mahal’i izlemeye gittiğimiz Wind Cafe’nin yanındaki çatıda birkaç maymun dolanıyordu ve biz fotoğraf çekmeye çalışırken zor anlar yaşattılar bize 🙂 Ayrıca Hawa Mahal’in tepesinde oturan birçok maymun fotoğrafladım, sanki sarayın sahibi onlar gibiydi.

Bu fotoğraftan birkaç saniye sonra Udaipur trenimizin iptal edildiğini öğrendik…

City Palace

Renklerin ve desenlerin verimli kullanıldığı naif Rajasthan mimarisinin güzel örneklerinden biri daha. Giriş Hindistanlı olmayanlar için 500 rupi. Biz burada gezerken sağanak yağmura yakalandık. Bir süre içeriden çıkamadık, yağmurun durmayacağını anlayınca ayağımızda terlik üstümüzde yağmurluk ile çaresizce dolaşmaya devam ettik. City Palace’ın çok bir numarası yok ama Jaipur’a gelmişken mutlaka dolaşmanız gereken bir yer, fazlasıyla fotojenik. Ayrıca burada sincaplar geziniyor, ben yakalayamadım ama siz yakalarsınız belki.

Jaipur Yeme İçme Rehberi

Gitmeden önce Jaipur için yaptığım araştırmalarda bir sürü güzel mekan bulmuştum. Hepsini denemek için sabırsızlanıyordum ama az zaman, gezilecek çok yer ve midemin bir kapasitesi vardı. Üstelik bu mekanlar şehrin farklı bölgelerine yayılmış vaziyetteydi. Hal böyle olunca seçim yapmak zorunda kaldım. Güzel kahvaltıyı ve lezzetli kahveyi es geçmedim ama Hint mutfağı konseptli akşam yemeklerini başka şehirlere ayırdım. İşte Jaipur’da denediğim mekanlar.

Half Light Coffee Roasters

İlk sabah kahvaltı için Half Light’ı tercih ettik. Jaipur kaliteli kahveci açısından tam bir cennet. Kendi kahvesini kavuran bu mekandan İstanbul’a götürmek için espresso bile çektirdim. Burada güzel omletli bir kahvaltı yaptık, yanında lezzetli kahveler içtik. Mekanda çalan şarkılar çok güzeldi, içerisi sessizdi, çalışanlar çok ilgiliydi ve dışarıda yağmur çiseliyordu. Half Light Coffee Roasters’ta o sabahı, 2019’un en iyi kahvaltısı atadım kendimce.

Curious Life Coffee Roasters

İlk sabah buranın başka bir şubesine gittik, mutfağı yarım saat sonra açacaklarını söyleyip bizi kovaladıkları için çaresizce Half Light’a yürümüştük. Açıkçası sinirlenmiştim ama nedense ikinci sabah bir başka şubesine şans vermeye karar verdik. Çikolatalı pancake, waffle ve omlet söyledik. Çikolatalı pankekin çikolatası hamurundaydı, üstünde sos olarak değil. Böyle olunca onu yemek benm için işkenceye döndü. Sunum ve kahveler güzel olsa da, yanlış yemek seçimimden burayı vasat hatırlıyorum.

Stepout Cafe

Jaipur’da ilk günü tamamlarken sonunda yağmur durup güneş açınca biraz yürümeye karar verdik. Yol üstünde seyahat konseptli bu kafeyi görünce girdik. Aynı zamanda bir hostel olan bu mekanda ben Penne Arabbiata yedim. Zaten tarifinde acı olan bu makarnayı Hintliler yapınca acı seviyesi zirve yaptı. Yine de çok lezzetliydi!

Wind View Cafe

Hawa Mahal’i izlemek için gittiğimiz bu kafede chai masala ve paneer pakoda söyledik. Paneer pakoda, peynirli pişi gibi ama içinin daha dolu olduğunu düşünün. Çok çok lezzetliydi, chai masalaya zaten diyecek sözüm yok. Hawa Mahal manzarası için bu kafeye mutlaka gidin.

Jaipur’da yağmurla ve psikolojimle verdiğim savaştan dolayı pek mekan keşfedemedim. Sefalet, çocukların hali, sokakların pisliği beni gerçekten çok sarstı. 2 gün boyunca gördüklerim etkisi ile ayakta kalmaya çalıştım sadece. Bu yüzden pek eğlenme peşinde değildim, hatta bir akşam erkenden hostele dönüp internetten bir şey izledim ki bu normalde asla yapmayacağım bir şey. Ama o uzun seyahatte öyle bir akşama ihtiyacım vardı.

Her şeye rağmen Hindistan seyahatim de, pembe şehir Jaipur da eşsizdi. Şimdi baktığımda çok güzel bir deneyim olarak hatırlıyorum.