Delhi’de Gezilecek Yerler : Farklı Bir Başkent Deneyimi
Her ne kadar bu yazının başlığı Delhi’de gezilecek yerler olsa da, böyle sınırlamaları sevmiyorum. Örneğin ilginizi çekmiyorsa sadece popüler ve tüm listelerde diye bir kaleye tırmanmanın ya da kilise görmenin anlamı yok. Ben de Hindistan seyahatimde önceden kapsamlı bir araştırma yapıp, kısıtlı seyahatimde zamanımı gerçekten ilgimi çeken yerleri görmeye ayırdım. Çünkü Delhi’de özellikle Babür Devleti’nden kalan çok sayıda eser var ve buna şehrin sokaklarına karışıp şehri deneyimlemeyi de ekleyince 2 güne sığdırmak mümkün değil. Hal böyle olunca ben de önceliklendirme yaptım. Bu yüzden bu yazı Delhi’de gezilecek yerlerin tamamını kapsamıyor olabilir ama benim gezdiğim Delhi’nin şehri tanımak için yeterli olacağının garantisini veriyorum. İşte Delhi’de sırasıyla gezdiğim yerler!
Connaught Place
Connaught Place, iç içe daireler şeklinde şehrin merkezinde konumlanmış bir semt. Delhi’de gördüğüm ilk yer, yumuşak bir geçiş için güzel tercih. Mağazalar, cafeler, graffitiler, tuktuklar ve sokak pazarları derken zamanın nasıl geçtiğini anlamadım burada. Gece dışarı çıktığımızda da yine CP’ye geldik, Delhi yeme içme rehberimde detaylıca yazdım.
India Gate
1. Dünya Savaşı’nda öldürülmüş Hint askerlerinin anısına yapılmış tak, Bükreş ve Paris’i anımsattı bana. Burası her daim kalabalık, takın yakınına gidebilmek için bile uzun bir sıra ve güvenli kontrolünden geçmeniz gerekiyor. Biz de uzaktan bakmakla yetindik. Hava karardıktan sonra Hindistan bayrağı renklerinde ışıklandırıyorlar üstünü, çok sevdim bu detayı.
Lodhi Gardens
Gün batımı saatinde yürüyüş yapmaya gittik Lodhi Bahçeleri’ne. Yerlilerin köpeklerini yürüyüşe çıkardığı, koşuya çıktığı ya da çoluk çocuk gelip doğa ile vakit geçirdikleri bir yer. Bahçenin sınırlarının hemen bitişiğindeki lüks evlerin içindeki hayatlar ve az ötedeki bir semtteki derin fakirlik, bu şehrin en büyük ikilemi. Lodhi Bahçeleri’nde gün batarken, bir önceki gün bu saatte İstanbul’da olduğumu düşünerek aslında hiçbir yerin erişilemez olmadığını hatırladım. Ve dünyayı gezmenin ne kadar güzel olduğunu 🙂
Akshardam Temple
Hindistan’da beni en çok etkileyen yer! Delhi’de gezilecek yerler listelerinin olmazsa olmazı. Büyüleyici bir mimari detaycılık var bu Hindu tapınağında. Her bir köşesini uzun uzun ve hayran hayran inceledim. İçeri telefon ve fotoğraf makinesi ile girmek yasak olduğundan tamamen tapınakla baş başa kalıyorsunuz. Yine de o detayları fotoğraflamak isterdim. Tapınağa girerken çantanızı emanete bırakmalısınız. Tapınak bölgesine girdikten sonra ana binaya girişte ise ayakkabılar da çıkarılıyor.
Saket
Saket, Delhi’nin Karaköy’ü. Önceden bakımsız ve pek ilgi görmeyen mahalle, yaratıcı graffitiler ve hipster mekanlar ile semte yeni bir soluk getirmiş; genç nüfusun toplanma yeri olmuş. Saket’te farklı bir Delhi deneyimi yaşayacağınıza garanti veriyorum. Buraya gitme amacımız Blue Tokai Coffee Roasters’da kahvaltı etmekti, çok da doğru bir tercih yapmışız. Avrupa’daki kahvecilerin standardında çok tatlı bir yerdi.
Qutub Minar
Hint-İslam mimarisinin en güzel örneklerinden. Girişi 600 rupi olan kompleksin en ünlü yapısı 73 metre yüksekliğindeki minare. Delhi’de gezilecek yerler listelerinin bir diğer olmazsa olmazı. Minarenin dışındaki oyma detayları büyüleyiciydi. Minarenin etrafı hep çok kalabalık, özellikle hava sıcaksa benim gibi susuzluktan zor anlar yaşayabilirsiniz… Burada renkler bana hep Bologna’yı anımsattı, siz ne dersiniz?
Humayun’s Tomb
Yemyeşil kocaman bir parkın içerisinde sizi tüm görkemiyle karşılayan bir türbe. Parktaki sakin atmosfer bana Delhi’de olduğumu unutturan zaman dilimlerinden biriydi. Kudüs’teki Müslüman bölgesinde hissettiklerimi anımsattı burası bana, çok beğendim. Girişi 600 rupi, mutlaka tavsiye ediyorum.
Lotus Temple
İnternette yazan kapanış saatinden 1 saat önce kapandığı için yetişemedik Lotus Temple’a. Planımız gün batımında görmekti ama sadece dışarıdan bakmakla yetindik. Riske atmayıp daha erken gitmenizi öneririm.
Hauz Khas
Delhi’de çok keyif aldığım bölgelerden biri. Gece hayatının canlılığı ile ünlü Hauz Khas, gençlerin akşam vakit geçirdikleri yer olarak biliniyor. Barlar sokağı gibi bir sokak üzerinde tüm mekanlar. Hauz Khas’ta bir Himalaya restoranına ve bir bara gittik. Sokaklarının canlılığını ve atmosferini çok sevdik.
Chandni Chowk
Tabii Delhi’de her şey güllük gülistanlık değildi. Chandni Chowk, Old Delhi’de bir bölge. Aslında meşhur bir yapısı yok ama ben Old Delhi’yi deneyimlemek için buraya gitmek istedim, tabii kültür şoku yaşayacağımı bilmeden. Buradaki karmaşa, gürültü ve kalabalık; bunlarında altında yatan sefalet ve pislik bana tokat gibi çarptı. Başta gördüklerime inanıp idrak edemesem de, sonrasında yaşadığım üzüntü ve çaresizlik hissi bana çok kötü hissettirdi. Chandni Chowk’a gidecekseniz hem fiziksel hem de mental olarak hazır olduğunuza emin olun. Ben caddeyi tamamlayamadan bir rickshawa atlayıp en yakın metro durağına geri döndüm.
Delhi’de gezdiğim yerler böyleydi. Her şey bir yana, Delhi sokaklarında kilometrelerce yürüyüp şehre karışmak bile unutamayacağım deneyimler kazandırdı bana. Hükümet binaları, İngiliz mirası Rajpath bölgesi, gelişmiş ulaşım ağı ve büyüklüğüyle başkent olduğunu hissettirse de, alışılagelmişin dışında bir başkent olduğunu söyleyebilirim.
Gitmeden önce eserlerin açılış kapanış saatlerini, giriş ücretlerini ve diğer bilgileri öğrenmek için buradan faydalandım. Detaylı bilgiler ve bu yazıda olmayan yerler için göz atabilirsiniz!
Delhi’den ilk izlenimlerim için buraya, Delhi yeme-içme notları için buraya tık.