Berlin Yeme İçme Rehberi : Fakat İyi Yedik
Berlin, dünyanın çeşitli mutfaklarından her türlü yemeğin iyisini bulabileceğiniz bir cennet. Seyahatim sürekli yeme içme molası vererek geçti çünkü Berlin’e gittiğim dönemde Trieste’de yaşıyordum ve Türk mutfağına ve üçüncü dalga kahvecilere hasret kalmıştım. Berlin’de çok fazla mekan keşfi yaptım, aklım hala gidemediğim yerlerde. İşte benim keşiflerimle Berlin yeme içme rehberi!
Berlin Kahvecileri
Berlin üçüncü dalga kahveci konusunda o kadar ilerlemiş durumda ki, gerçekten hangi birine gideceğimi şaşırdım. Nitelikli kahvecilerin şehrin farklı bölgelerinde şubeleri var. Kahveler ve mekanların atmosferi süperdi.
Bonanza Roastery, Coffee Cult ve Five Elephant benim keşfettiklerim. Üçünün de Kreuzberg şubelerine gittim zira Kreuzberg’de konaklıyordum ve sabah ilk işim kahveciye gitmekti (simit yedikten sonra tabii ki!). Bonanza ve Five Elephant harikaydı, Five Elephant’ta filtre kahve refill sadece 1euro. Orada saatlerce oturup kitabımı okuyabilirdim… Coffee Cult’a, pazar günü her yer kapalı olduğu için yol üstünde görüp ani bir kararla oturduk. Kahve kötü değildi ancak kesin gidin diyemiyorum.
Berlin’de çok sık gördüğüm bir zincir, Einstein Kaffee. Christmas gecesi yine her yer kapalı olduğu için, Friedrichstadt’taki şubesini bulunca içeri attım kendimi. Zincirleri çok sevmememe rağmen burayı beğendim.
Berlin’de Türk Yemekleri
Gelelim Berlin seyahatinin en güzel kısmına. Berlin’deki 3 günümde de sabah kahvaltı için Kreuzberg’deki Simitçi Cafe & Backhaus’a simit yemeye gittim. Çok çok özlemişim!
Özlediğim şeylerden biri de çiğ köfteydi, Kotti’deki Çiğköftem’de yedim ancak pek beğenmedim. Süpermarketlerde satılanlar daha güzeldi bana kalırsa.
Almanya seyahatimde, gastronomi merakım yüzünden vejetaryenliğimde bazı istisnalar yaptım. Bunlardan biri de Mustafa’s Gemüse Kebap oldu. Burayı lezzetten çok bir deneyim olarak denemek istiyordum. Her daim önünde sıra olan Mustafa’s Gemüse Kebap , bol sebzeli ve güzel bir soslu tavuk döner. Ben o kadar malzemenin doluşturulduğu yemek konseptleri sevmiyorum açıkçası; ama yanında ayranla fena gitmedi.
Türkiye’de yaşarken ne sıklıkla baklava yerdim meçhul ama Berlin’de fırsat bu fırsat diyerek Neukölln’deki Baklavacı Şengüloğlu’na gittik. Çok iyiydi!
Berlin’den Diğer Keşifler
Benim için en sürprizli keşif Alihan’ın beni götürdüğü Sudan falafelcisi oldu. Sahara Imbiss’te yediğimiz falafel dürüme, her zamankinden farklı olarak yerfıstığı ezmeli bir sos ekliyorlar. Ben bayıldım, oldukça da hesaplıydı. Mekan Neukölln’de, sanırım başka şubeleri de var.
Berlin gezi rehberimde de bahsettiğim gibi, Doğu Berlin’deki Victoriastadt’ta iki akşam geçirdim. Birinde Gotcha’ya, diğerinde 1990 Vegan Living’e gittik. Vegan olmasanız dahi, hayvansal ürünler olmadan ne kadar çeşitli ve lezzetli yemekler yapılabileceğini görmeniz için Vegan Living’i kesinlikle öneriyorum!
Vejetaryenliğimde yaptığım bir diğer istisna da, Almanya’nın meşhur curry wurst’ünden yemekti. Şehirde epey şubesi olan bir sokak yemekçisi Curry36’da yediğim bol körili sosis ve patates kızartması ikilisini sevdim.
Berlin yeme içme rehberi, Türk yemekleri ile doluydu gördüğünüz gibi. Berlin’de bir kez de yaz mevsiminde gitmeyi ve yeni mekan keşifleri yapmayı iple çekiyorum!
Berlin’de gezilecek yerler için Berlin gezi rehberimi okumayı unutmayın!
Almanya’nın bir diğer güzel şehri Münih’ten yeme içme keşiflerim için buraya tık.